Altın Fiyatlarında Şok: Yeni Seviye 3000 Dolar! Yatırımcılar Dikkat!
Altın fiyatları 3.300 dolar civarında stabil bir seyir izliyor, ancak yukarı yönlü kayda değer bir hareketlilik henüz görülmedi. Yatırımcılar bu seviyelere alışmaya çalışırken, bazı uzmanlar bu fiyatların mantıklı olduğunu ifade ediyor.

Küresel yatırım şirketi Abrdn'in ETF Strateji Direktörü Robert Minter, Kitco News ile gerçekleştirdiği bir röportajda, “Altın son zamanlarda durağan bir seyir izliyor gibi görünse de, önemli düşüş sinyalleri yok. Zira Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere dünyada borç yükü kontrol edilemez bir düzeye ulaştı,” ifadelerini kullandı.
37 TRİLYON DOLARLIK BORÇ VE YÜZDE 900'LÜK ARTIŞ
Geçtiğimiz hafta, ABD'nin kamu borcu yeni bir rekor kırarak 37 trilyon doları aştı. Bu devasa borç miktarı yalnızca Amerika'ya ait değil; Avrupa da harcamalarını hızla arttırıyor. Minter, bu duruma dikkat çekerek şöyle konuştu:
“1993 yılına geri döndüm ve ABD Hazine borcundaki artışı inceledim. Yaklaşık %900'lük bir artış söz konusu. İlginçtir ki, aynı dönemde altının değeri de bununla paralel bir şekilde yükseldi.”
Minter'a göre, eğer ABD bu kadar yüksek miktarda borçlanıyorsa, Avrupa'nın da benzer adımlar atması zorunlu hale gelecektir. Aksi takdirde, döviz kurlarında önemli dalgalanmalar yaşanabilir ki bu durum da küresel ticareti olumsuz etkileyebilir.

"ALTIN, KİMSENİN BORCU OLMAYAN TEK PARA BİRİMİ"
Küresel ölçekte büyük ekonomilerin aynı anda bütçe açığı vermesi, para birimlerinin değer kaybını kısa vadede gizlese de, Minter bu durumun altın fiyatlarında açık bir şekilde ortaya çıktığını ifade ediyor:
“Altın, borcu olmayan tek para birimidir. 3.000 dolar üstü değeri, dünya genelindeki borç miktarları ile tam uyum içinde. Açıkça söylemek gerekirse, altının bu seviyelerin altına düşmesi oldukça düşük bir ihtimal.”
Minter, bu nedenlerden ötürü merkez bankalarının altın alımlarını sürdüreceğini, bu sürecin son üç yıldaki hızda olmasa da devam edeceğini belirtiyor.

KISA VADEDE RİSKLER, UZUN VADEDE FIRSATLAR
Minter uzun vadede iyimser bir tablo çizerken, aynı zamanda kısa vadede bazı risklere de dikkat çekiyor. Küresel ekonomik karamsarlığın zirveye ulaştığını belirten Minter, bu havanın dağılması durumunda altının “güvenli liman” işlevinin geçici olarak zayıflayabileceğini düşünüyor. Ancak böyle bir düzeltme yaşanması halinde yatırımcıların bunu bir "alma fırsatı" olarak değerlendirmesi gerektiğini de vurguluyor.
FAİZ İNDİRİMİ ALTINDA HIZ KAZANDIRABİLİR
Minter'a göre önemli bir hareket, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimine başlamasıyla birlikte gerçekleşecek. Halihazırda 2 yıllık tahvil faizleri %3,78 seviyelerinde. Bu oran, Fed’in politika faizinden yaklaşık olarak 80 baz puan daha düşük bir seviyededir. Bu durum, piyasanın faizlerin beklenenden yüksek olduğunu düşündüğünü gösteriyor.
“Tahvil piyasası şunu söylüyor: Faizler aşırı sıkı. Fed, bu yıl en az 50 baz puanlık bir indirim yapmak zorunda kalabilir. O zaman altın, geleneksel yatırım talebi ile birlikte yeniden sıçrayış gösterebilir.”
CME FedWatch Tool'a göre, Temmuz ayında faiz indirimi olasılığının hala düşük olmasıyla birlikte, piyasalar Eylül ve Aralık aylarında gevşeme adımlarını büyük oranda fiyatlamış durumda.

YIL SONUNA KADAR 3.700 DOLAR MÜMKÜN MÜ?
Altının yılın ikinci yarısında ne kadar yükselebileceği konusundaki soruya Minter, geçen yılki verileri örnek vererek yanıt veriyor. Geçtiğimiz yaz, faiz indirimi beklentisi doğrultusunda ETF talebinde önemli bir artış olmuş, altın fiyatı da 2.300 dolardan 2.600 dolara yükselmişti. Benzer bir senaryonun yeniden yaşanmasının mümkün olduğunu düşünen Minter, “Bir 300 dolarlık artış daha görmek şaşırtıcı olmaz,” diyor. Bu da altın fiyatını 3.700 dolara taşıyabilir.