Ticarette Savaşın İzleri: Sözleşmeler Askıya Alınabilir mi?
Savaş koşulları, ikili ticaretlerde mücbir sebep olarak kabul edilmektedir. Ticaret, sadakat gerektirir; ancak savaş süresince sözleşmedeki yükümlülüklerin askıya alınması mümkün olabilir.

Türkiye, uluslararası ticaret sahnesinde önemli bir konumda yer alan ülkelerden biridir. Ancak çevresindeki savaş koşulları ticaret faaliyetlerini olumsuz etkiliyor. Bu tür savaş durumları, ikili ticarette mücbir sebep olarak değerlendiriliyor. Avukat Umut Metin, bu konuya dair yaptığı açıklamalarda, "Savaş şartlarının bulunduğu bir ortamda, şirketlerin sözleşmelere eksiksiz uyması beklenemez. Dolayısıyla, savaşın mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve sözleşmelerdeki yükümlülüklerin savaş süresince askıya alınması, makul bir yaklaşımdır." ifadelerini kullandı.

Türkiye, ticaret alanında dünyada öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Fakat ülkenin bulunduğu coğrafi konum, etrafında yaşanan savaşlar ve ani gelişmeler nedeniyle ikili ticaret ilişkilerini etkileyebiliyor. Bu tür durumlar karşısında şirketlerin, gelişen koşullar nedeniyle ikili ilişkileri veya ödemeleri askıya almaları mücbir sebep olarak kabul ediliyor. Mücbir sebep, hukuken, sözleşme ve taahhütlü sorumlulukların, beklenmeyen ve kontrol edilemeyen engeller doğrultusunda yerine getirilememesi anlamını taşımaktadır.

TİCARET HUZUR VE GÜVEN İSTER
Savaşın sürdüğü ortamlarda ikili ticaretlerin sürdürülebilirliği üzerine değerlendirmelerde bulunan Avukat Umut Metin, "Türkiye, ticaret açısından dünya genelinde sayılı ülkelerden biridir ve komşu ülkelerle çok yönlü ticari ilişkileri bulunmaktadır. Elbette ki, ticaret, güven ve istikrar ortamına ihtiyaç duyar. Bu huzurlu ortamı tehdit eden en büyük faktörlerden biri savaşlardır. Bu nedenle, savaş koşulunda şirketlerden sözleşmelere harfiyen uymaları beklenemez. Bu durum, savaşın mücbir sebep sayılmasına ve sözleşme yükümlülüklerinin söz konusu süre zarfında askıya alınmasına olanak sağlar." dedi.

SAVAŞ DURUMUNDA ŞİRKETLER SÖZLEŞMELERİ ASKIYA ALABİLİR
Metin, "Örneğin, İsrail ile İran arasındaki çatışma sırasında, bir Türk şirketinin İran'daki bir firmayla olan ticaretinde yükümlülüklerin yerine getirilmesinde çeşitli zorluklar gündeme gelebilir. Tahran'daki bir firmanın bombalanması gibi durumlar meydana geldiğinde, işler yolundaymış gibi devam edemezsiniz. Dolayısıyla, anlaşmada olumsuz etkilenen alıcı veya satıcı taraf, savaş durumunun etkileriyle mücbir sebep hakkını kullanabilir. Böylece, savaş sona erene kadar anlaşmayı askıya alması mümkün hale gelir." şeklinde görüş belirtti.

OLAĞAN DIŞI OLAYLAR, MÜCBİR SEBEP OLARAK KABUL EDİLİR
Mücbir sebep kavramının ne anlama geldiğine dair Metin, "Mücbir sebep, insanın kontrol edemediği ve iradesinin dışında meydana gelen olaylardır. Örneğin, depremler buna bir örnek teşkil eder. Aniden meydana gelen doğa olaylarıdır. Ayrıca, savaş durumları, sıkı yönetim uygulamaları veya sel felaketleri de bu kapsama girer. Yani, mücbir sebep, insan dışı gelişmeler ve şirketlerin bu koşulları durdurma imkanının olmadığı olayları kapsamaktadır." şeklinde konuştu.

SÖZLEŞMEDE SADAKATİN ÖNEMİ
Sözleşmelerde sadakatin esas olduğuna vurgu yapan Metin, "Her sözleşmede sadakat ön plandadır. Söz veren taraf, ister bir kişi isterse bir işletme olsun, taahhütlerine sadık kalmalıdır. Ancak bazı koşullar altında, bir kişinin sözlerine uymasını beklemek ona veya işletmeye haksızlık olabilir. Savaş koşullarında, insanlardan ya da şirketlerden sözleşmeye sadık kalmaları beklenemez. Mücbir sebep durumunu ifade ederek, o dönemdeki yükümlülüklerin durdurulması, ödeme ya da teslimatın durdurulmasına dair hukuki güvenceyi sağlamak gerekmektedir. Eğer ödeme tarihi tam olarak savaşın başladığı döneme denk gelirse, karşı tarafa durumu bildirerek "Şu an ödeme yapamam." ya da "Mal teslim edemiyorum." diyerek mücbir sebepten yararlanılması mümkündür." şeklinde belirtti.